Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
CoD: Black Ops Cold War Rekor Denemesi Oyun Hatasına Takıldı
17 Ağustos 1999 depreminin 22. yıl dönümünde gerçekleştirilen KİPTAŞ Loca Mahal Anahtar Teslim Töreni’ne katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle ilgili bir açıklama yaptı. İmamoğlu’nun durum değerlendirmesi niteliğindeki açıklamaları, İstanbul’un büyük bir depreme hiç ama hiç hazır olmadığını gözler önüne seriyor.
Birkaç saat önce sizlerle paylaştığımız başka bir içeriğimizde, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür‘ün İstanbul ile ilgili oldukça karamsar deprem açıklamasından bahsetmiştik. Aslına bakacak olursak Ekrem İmamoğlu tarafından yapılan açıklamalar da genel olarak Naci Görür’ün yaptığı açıklamalara benziyor. Görünen o ki deprem büyük bir hızla geliyor ve Türkiye, ne yazık ki bu depremi yalnızca bekliyor…
17 Ağustos’u bütün arkadaşlarım burada andılar, elbette ben de anıyorum. Anıyorum derken o günü üzüntüyle ve büyük bir endişe ile hatırlıyorum. Birçoğumuz şahit olmuşuzdur o güne. Ben de hem burada İstanbul’da bu sürece derin bir biçimde şahit olmuş bir İstanbul yaşayanı olarak hem de deprem bölgesinde vakit geçirerek oradaki insanların acılarına, oradaki insanların o sorunlu anlarına da şahitlik etmiş birisi olarak bugün üzüntümü dile getiriyorum.
İstanbul’da biz bina tespit çalışmalarını başlattık. Yapılan tahmin çalışmasında İstanbul’da 50 bin civarında bina, konut demiyorum. 50 bin bina ağır ve çok ağır hasar alacak bina olarak 2018 raporunda büyükşehir belediyesinin yaptığı çalışmada yayınlanmıştı. Ancak bir buçuk yıldır yaptığımız tespitle, bina tespit çalışmalarıyla, yenilediğimiz çalışmalarla şunu görüyoruz. İstanbul’da her üç binadan biri ne yazık ki depreme dayanıksız.
Bakın tekrar söylüyorum. Her üç binadan biri ne yazık ki, depreme dayanıksız. Sadece yirmi iki binadan, yirmi iki ilçeden yola çıktığımızda az önce söylediğim, 2018’deki raporda bütün İstanbul için 50 bin bina diye tarif edilen çok ağır ve ağır hasarlı olması ihtimali şeklinde tanımlanan sayı sadece 22 ilçede 83 bin bina sayısına ulaşıyor. Elde ettiğimiz veriler ne yazık ki 2018’e göre daha fazla olduğu ortaya çıkıyor. Bu aslında çok ağır ya da ağır hasarlı diye tanımlayacağımız bina sayısının 130 binlere ulaşacağını tahmin ediyoruz.
Bu çok ağır bir fatura. Sadece 22 ilçede örneğin 131 bin bina bakın bu aynı zamanda yüz binlerce konut anlamına geliyor. Acil bir biçimde bu meselenin deprem meselesinin İstanbul’un ve Türkiye’nin birinci meselesi haline gelmesini biz istiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını hatta ve hatta önemli ve çok önemli bir parçası olan özel sektörü de bu sürecin içinde iyi tanımlamazsak buna çözüm olma şansımız mümkün gözükmüyor.
Biz bu işte ortak hareket etmek zorundayız ve bu işle ilgili bakanlık, büyükşehir belediyesi ilçe belediyesi de yetmiyor, bütün yapıları içine katan bir merkezde bu süreci toplamalı bir seferberlik ilan etmeli ve herkesin elini taşın altına koymasını sağlamalıyız.
sizlere sonteknolojiler.com farkıyla sunulmuştur
Yorum Yaz