Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
CoD: Black Ops Cold War Rekor Denemesi Oyun Hatasına Takıldı
Bilgisayarlar, bugün alışık olduğumuz formlarına kavuşmak için, düşündüğünüzden de uzun bir tarihi arkalarında bıraktılar. Onları teknolojinin tarihsel gelişim sürecindeki çıktılardan birisi olarak ele alırsak, binlerce yıllık düşünsel, ve 2000 yılı aşkın fiziksel tarihe sahip olduklarını görebiliriz. Sonuç olarak insanlık, bilginin peşindeki hiç bitmeyen koşusunda ipi asla göğüsleyemeyecek. Bilgisayarlar, bu süreçte sadece daha hızlı adımlar atmasını sağlayacaklar.
TeknoTarih serimizin bu haftaki köşesinde, tarihin en tuhaf arkeolojik kalıntılarından birisi olan Antikythera Mekanizmasına yakından bakıyoruz. 1901 yılında, Girit ve Mora arasında yer alan Küçük Çuha adasının yakınlarında bulunan bu antik sistem, aynı adı taşıyan bir enkazın içerisinde bulundu. Gizemli nesne bütünüyle su altında olduğu için zamanla çürüme ve aşınma ile mücadele ederek günümüze dek ulaşmıştı.
Bilim insanları, Antikythera mekanizmasının astronomik olaylar, gök cisimlerinin konumları hakkında daha net tahminlerde bulunmak amacıyla yapıldığı konusunda yoğunlaşıyorlar. Yine de hala net bir şekilde amacı tespit edilebilmiş değil. Mekanizma, gök cisimlerinin konum bilgilerini, en geç M.Ö. 205 yılına değin doğru şekilde gösterebiliyor. Elbette modern tekniklerle arasında az da olsa doğruluk ve kesinlik payı var.
Peki asırlar boyunca su altında kalan bu sistemin ne işe yaradığı konusunda nasıl çıkarımda bulunabildik? Üzerindeki aşınmaları gidermek, sisteme anlam vermek için hangi teknolojilerden faydalandık? Daha da önemlisi bugüne kadar Antikythera hakkında ulaşılmış en tuhaf detaylar neler? Gelin hep birlikte daha yakından bakalım.
Karmaşık yapısı, bilim insanlarına Helenistik dönem hakkında çok fazla ipucu veriyor. En nihayetinde, o dönem yaşayan toplumların uzaya merak salmakla kalmayıp, otomasyon teknolojileri için çalıştıklarını da biliyoruz. Bu da bir diğer önemli detayı gözler önüne seriyor. Antik Yunan’da toplum, bilimle uğraşıp, teknoloji geliştirecek kadar refah bir düzende yaşıyordu.
Fizikçi Derek de Solla Price, sistem hakkında en detaylı araştırmaları yapan bilim insanlarından birisiydi. Kendisinin tespitlerine göre Antikythera, M.Ö. 87 yılında üretilmişti. Yakaladığı en ilgin detay ise üretiminden kısa süre sonra kaybolduğuna dair kanıtlar sunmasıydı. Böyle bir sistem geliştirip, onu hangi nedenle kaybedersiniz ki?
Deniz subayı ve sinemacı Jacques Cousteau, 1976’da mekanizma ile aynı adı taşıyan Antikythera kalıntılarına dalış düzenledi. Bu dalışı sırasında M.Ö. 76 ve 67 yıllarına tarihlenen bazı sikkeler buldu.
2000 yıl önce, yaşadığımız Dünya’yı dışarıdan görmeden ekliptik düzeni bir analog bilgisayara aktarmak… Bugün hala gezegenimizin şeklini tartışanlara en güzel cevaplardan birisi Antikythera olsa gerek. Ayrıca sabit olan halka, 30’ar derecelik 12 dilime ayrılmış durumda. Bugün dünyada, 12 yerine 24 farklı saat dilimi kullanılıyor.
Hareketli olan ikinci halka, 30 güne tekabül edecek şekilde dilimlere ayrılmış durumda. Eğer toplamda 360 gün ettiğini fark ettiyseniz, meraklanmayın. Kalan 5 gün için de küçük bir bölme ayrılmış durumda.
Mekanizmanın çalıştırılması için elle çevrilmesi gereken, kriko koluna benzer bir kol bulunuyor. Kol dönünce en büyük dişliye bağlı olan 30 ufak dişli harekete geçiyor, sistem içerisindeki halkalar, hesaplama yapmak için tur atıyorlar.
Antikythera’nın dış halkasının hala sağlam olan kısmında, antik Mısır takvimine ait olan üç ay adı var. Bu aylar sırasıyla Pachon, Payn, ve Epiphi. Bu da her iki toplumun kültürel bir uyum içerisinde olduğunu gösteriyor.
Astronomi tamam da, bilimsel olarak pek de temeli olmadığı düşünülen astroloji ne alaka? Antikythera’nın üzerinde, 12 burcu temsil eden bir zodyak kadranı bulunuyor. Aynı zamanda bu kadran üzerinde çeşitli göksel olayları temsilen bir almanak da var.
Antik Yunanlardan günümüze kadar ulaşan olimpiyat oyunlarının tarihlerini hesaplamak, her yıl doğru bir zamanda ve düzenli olarak etkinlikleri gerçekleştirmek için Antikythera’ya güveniliyordu. Tespitlere göre bir tür dairesel takvim olan “Metonik” takvim, bu tarihler için kullanılıyordu.
Roma İmparatorluğu’nun en güçlü dönemlerinde tahtın sahibi olan Julius Caesar, bazı bilim insanlarının çalışmalarına göre Antikythera’yı duymuştu. Nedeni bilinmese de Caesar’un bu sistemi ele geçirmek için farklı yollar denediği söylendi. Bu da 2. maddemizde yer alan kaybolma iddialarını doğruluyor. Zira mekanizmayı Caesar’a götüren bir teknenin battığı, Antikythera’nın bu şekilde denizin dibini boyladığı düşünülüyor.
Dönemin en güçlü imparatorluklarından birisinin lideri, sadece matematiksel ve göksel hesaplamalar için icat edilen bir sistemin peşine neden düşmüş olabilir? Antikythera, bugün tespit edilenden daha çok şey vadeden bir şey olursa, Caesar’ın bu amacına bir açıklama buluyor. Nitekim bu aşamada, komplo teorisi üretmekten öteye geçemiyoruz.
sizlere sonteknolojiler.com farkıyla sunulmuştur
Yorum Yaz