Türkiye “Kızarmaya” Başladı: Yüksek ve Çok Yüksek Riskli İl Sayısı 48’e Çıktı

Aylardır hafta sonları ve akşamları evlerine kapanan Türkiye, kademeli normalleşme sürecinin hayata geçirilmesiyle birlikte bir nebze olsun nefes(!) aldı. Sağlık Bakanlığı, kademeli normalleşme sürecinde tüm illeri düşük, orta, yüksek ve çok yüksek şeklinde dört farklı risk grubuna ayırdı ve koronavirüs tedbirlerinin ne kadar katı olacağı, bu risk grubuna göre belirlendi.

Kademeli normalleşme sürecinin ilk gününde yayınlanan Türkiye’nin risk haritasında 39 ilk yüksek ya da çok yüksek riskli grupta yer alıyordu. Türkiye’nin en büyük illerinden İstanbul ve İzmir, yüksek riskli grupta yer alırken; başkent Ankara, orta seviye riskli il olarak dikkat çekiyordu. Tabi bu durum, yayınlanan ilk harita için geçerli.

“Okulların açılmasıyla 1-2 hafta sonra yüksek ve çok yüksek riskli illerin artacağını göreceğiz”

Kademeli normalleşme sürecini takiben vaka sayılarında bir artış görülebileceği tahmin ediliyordu ancak görünen o ki Türkiye, normalleşme sürecinin etkileri haritaya henüz yansımadan “kızarmaya” başlamış durumda. Normalleşme sürecinin ilk haftası geride kalırken yüksek ve çok yüksek riskli il sayısı 39’dan 48’e yükselmiş durumda.

“Yüksek” riskli illerin sayısındaki artışa dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, konuyla ilgili olarak, “Bu demektir ki pandemide biz yüksek riskli durumdayız. Bu durumun üzerinde kontrollü normalleşmenin etkisi olduğunu henüz görmüyoruz. Okulların açılmasıyla 1-2 hafta sonra yüksek ve çok yüksek riskli illerin artacağını göreceğiz. O zaman ne yazık ki kötü bir tablo olacak. 

Günlük 200 binin altında aşılama var ve bunu artırmalıyız. En az 1 milyona yakın aşılama olmalı, bunu yapmadığımız sürece toplumsal bağışıklığı sağlayamayız. En önemli sorunlardan birisi varyant virüsün tüm illerde artış göstermesi. Bu koşullarda kontrollü veya kontrolsüz normalleşme sürecine geçmemiz mümkün değil. Aksine önlemleri artırmamız gerek” ifadelerini kullandı.

sizlere sonteknolojiler.com farkıyla sunulmuştur